7 Şubat 2016 Pazar

Kaan Murat Yanık Butimar


Kaan Murat Yanık

1988 yılında doğdu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okudu. TRT Arapça kanalında çalıştı. Birçok edebiyat dergisi ve gazetede öykü, deneme ve makaleleri yayımlandı. Yayınevlerinde editörlük, danışmanlık yaptı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde pedagojinin yanı sıra tiyatro ve sahne sanatları eğitimi aldı.
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nde Klasik Türk Edebiyatı anabilim dalında yüksek lisansını tamamladı. Bir süre İngiltere/ University of Sunderland’da Batı Edebiyatı metinleri üzerine eğitim aldı. Yurt içi ve yurt dışında yüzlerce konferans veren Kaan Murat Yanık’ın birçok hikâyesi ve hazırlayıp sunduğu televizyon programı, çeşitli üniversiteler ve kurumlarca ödüllere layık görüldü.

Yazarın Eserleri:
2013 Kalküta(şiir)
2014 Uçurtma Mevsimi(öykü)


2015 Butimar Sessizliğin Kanatları
Sıradışı bir psikiyatrın romanı: Butimar - Sessizliğin Kanatları

Bir tarafta dünya ile arasında ciddi problemler olan, yanlış yüzyılda yaşadığını düşünen, çarşafa bürünüp kadın kılığında İstanbul sokaklarını arşınlayan, hastalarının hayatlarına müdahil olan ve kendi rüyalarını dahi tasarlamaya çalışan bir psikiyatr…
Diğer yanda ise başka bir yüzyılda akan kırmızı bir hayat: Savaş, aşk, simya, büyü, göç, devrim, sefalet ve dostluk…
20. Yüzyıl Başları, Erivan, Bolşevik Devrimi, Ermenilerle Türkler Arasındaki Kavgalar-Aşklar, Simya ve İlkel Psikoloji…


Butimar - Sessizliğin Kanatları, gerçekle hayal arasındaki sınırın silikleştiği bir roman. Doğu-Batı, laik-muhafazakâr ve madde-mânâ çatışmalarıyla örülen bir arka plan…

Edebiyat dünyasının son yıllarda dikkat çeken ismi Kaan Murat Yanık, hayaller, rüyalar ve halüsinasyonlarla karışık bir belleği, büyülü gerçeklik akımına da göz kırparak resmediyor. Ve okura akıcı, şaşırtıcı, doyurucu bir roman vaat ediyor. Butimar'la herhangi bir yerde mahsur kalmak isteyeceksiniz.
"İki husus kafamda dolaşıyordu; ölmek ve delirmek. İki hal de ne hissedilebilir ne de doğrulanabilirdi. Ölmüş ya da delirmiş olabilirdim yani. Yalnızlığın bilmem kaçıncı evresini yaşadığımı bilmez halde, tamamlanmamış insanları yararak yürüdüm.

Otobüsler, tramvaylar, duraklarda bekleyen insanları metal canavarlar suretinde yutup hızla kaçırıyorlardı. Eve girer girmez bir şarkı koydum kendime. Bir daha, bir daha başa sarıp dinledim. Bir tarafım söylemek istediklerimle doluyken, diğer yanım onları yok etmekle meşguldü. Arada kalan bendim ve ufalanıp yok olmamam bir mucizeydi. Bir yanım diğerine şunu söyleyebilmişti en azından, bunu duyabildim… Şarkıyı değil, o şarkıyı ilk dinlediğin zamanki kendini özlüyorsun. O zamana dokunamadığını anlayınca da şarkıyı bir daha dinliyorsun."

Kapı Yayınları Ekim 2015 Birinci Baskı, Butimar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder